Mutfağımıza yenilik gelsin (2)

Kadıköy salı pazarından aldığım kumaş ve Fransız danteli ile masa örtüsü takımı yaptım bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim. Çeyizimin en güzel el işinden biri olarak yerini aldı. Tek eksiği peçete halkalarım. En kısa zamanda yeni kumaşlar ve yeni projelerle görüşmek üzere. Yorumlarınızı bekliyorum Allah'a emanet olun. 

Mutfağımıza yenilik gelsin (1)...

Eveeet çeyizim için yeni bir mutfak önlüğü. Pembe ve moru çok severim bu kumaşıda görünce bayıldımmm. 11 yaşındaki kardeşim mutfak önlüğü kumaşını gördüğünde bana da bana da diyince kardeşlerimin çeyizine de diktim. Bir tanede yakında düğünü olacak arkadaşıma hediye yaptım. Umarım beğenir ve güzel günlerde kullanır. Kendim ve arkadaşıma yaptığıma baş harflerimizi aplike yaptım. Kardeşlerimde henüz aday olmadığı için işleyemedim :) Ben üst bedenli önlükleri kullanamadığım için belden bağlamalı olarak çalıştım. Dikilince rengini çok beğendim masa örtüsünü de diksemmi diye düşünmekteyim şuan :)

Geçtiğimiz haftaki davet yemeğimiz

Anneciğimle ne yapsak diye düşündükten sonra en sonunda püreli köfte, mantı, mantarlı tavuk sote, pirinç pilavı, yeşil mercimek çorbası ve sofraların olmazsa olmazı salatamızı yapmaya karar verdik. Baharatladığımız  -ben kekiği köfteye çok yakıştırırım baharatlar arasında olmazsa olmazımdır- kıymayı rendelenmiş soğanlarla birlikte yoğurduktan sonra borcamımıza yayıyoruz ilk denemem olduğu için benimkisi biraz kalın olmuştu. Üzerine çatalla delikler açıyoruz ki içide pişsin.

                                     

Fırında pişirdikten sonra çıkarıp üzerine püremizi seriyoruz. Karabiber, pul biber, tuz, çok az tereyağ ve bir su bardağına yakın sütle birlikte mikserden geçiriyoruz püremizi.

 Çeri domates ve biberle üzerini süslüyoruz.

 

Mantı için hazır mantıyı alıyoruuuz ve pişiriyoruz :D Henüz o kadar becerikli olmadığım için hazırla yetiniyoruz.

Yine Yeni Bir Nevresim :)

Merhabalaaar, bir sonraki postum Kadıköy cuma pazarı ganimetlerim olacaktı fakat resimleyemediğim ve umduğumu bulamadığım için biraz ertelemek zorunda kaldım. Çeyizimden başka bir nevresim takımı daha paylaşıyorum umarım beğenirsiniz.

Eveeeet bir yastıkta kocayalım diye (inşallah) uzun yastığımızı da unutmadık.

Bakım zamanı :)

Evet gün içinde toz ve kire ister istemez maruz kalıyoruz ve zamanla yüzümüzde sivilce, siyah nokta oluşmaya başlıyor. Bununla baş etmek için her evde mutlaka bulunan ve maliyeti çok az olan Suna Dumankaya'nın muhteşem bir maskesini sizlerle paylaşıyorum. Bu resimdeki kıvamda bir maske elde ediyoruz boza kıvamıda diyebilirim. Malzemeleri eşit miktarda kullanıyoruz:

-  Kil                -  Su-                 Mısır unu             -  Krem

Ben genelde dove ürünleri kullanırım ve çokta memnunum özellikle bu kremin kokusuna ba-yı-lı-yo-rum :) Maskeyi ılık su ile ovarak çıkarmak çok önemli. Tabiki göz altlarını ovmuyoruz. Maskeyi temizleyip soğuk suyla yıkıyoruz yüzümüzü. İlk maskede etkisini farkedeceksiniz. Bir sonraki postta Kadıköy cuma pazarı ganimetleriyle görüşmek üzere Allaha emanet olun.

ÇOOOOK SEVEREK DİKTİRDİĞİM NİŞANLIĞIM...

Yeni bir postla herkese merhabalar.Son zamanlarda günlük kıyafet üretilmeye başlanmış olsa da tesettür kıyafet bulmak çok zor ve özellikle söz konusu gelinlik ve nişanlık ise dahada zorlaşıyor. Tek parça uzun kollu bulmak gerçekten de çok zor. Genelde bolerolu hareketi kısıtlayıcı modeller mevcut. Benim gibi zorlananlar için faydalı olur umarım.

Açık hava fotoğraf çekimlerimiz Emirgan Korusunda yapıldı. Nisanın son haftası olmasına rağmen hava yazdan kalma bir gündü. O kadar çok dua edenimiz vardı ki Allah razı olsun hepsinden. Tesadüf o ki düğünde nisanın üçüncü haftasında, benim için nisan ayında bir hayır var galiba :)  Nişanlığa tekrar dönecek olursak arkasında kocaman bir fiyonk var ve düğme gibi görünse de gizli fermuar olduğu için çok rahattı. Ayrıca kesinlikle tek parça olmasına dikkat edin ki orası bozuldu, burası açıldı derdiniz olmadan nişanınızın düğününüzün keyfini çıkarın :) 

Ben abartıyı çok sevmediğim ve sade şıklıktan yana olduğum için nişanlığım az işlemeliydi ve hafif doğal bir makyaj yapılmıştı. Ön kısmında,boynunda ve kol ağzında hafif boncuk işlemeleri var. Etek kısmında serpiştirilmiş boncuklar yok denilecek kadar az. Çiçeğimi de büyük bir özenle kayınbabam yaptı ellerine sağlık çoook beğendim. Eveeeeet bu resimde köşkümüze girmeden önce :D

                                                 

 İlk dansımızdan bir kare. Allah herkese hayırlısıyla nasip eder inşallah. Merak ettiğiniz, sormak istediğiniz bir şey olursa yorum bırakmanız yeterli.Sağlıcakla kalın...

-_ KANDİLİMİZ MÜBAREK OLSUN _-

İnsanlığın kurtuluşu için gönderilen son ve en büyük peygamber, bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 571 yılında Kameri aylardan Rebiü'l-evvel ayının 12.gecesi doğmuştur. Milâdî takvime göre ise bu, 571 yılı Nisan ayının yirmisine rastlamaktadır. Bu mübarek geceye "Mevlid Kandili" denir. O'nun doğduğu çağda dünyanın her tarafında cehalet, zulüm ve ahlâksızlık almış yürümüş, Allah inancı unutulmuş, insanlık korkunç ve karanlık bir duruma düşmüş, dünya yaşanmaz hale gelmişti. 

Bu hususta Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyurulmuştur: "Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler." 

(Âl-i İmrân, 164) 

- Bu geceyi nasıl ihya edelim? -

Bütün insanlık âlemine bir hidayet tarihi açan ve âlemlere halis ilâhî rahmet olan böyle yüksek şanlı bir Peygamber'in ümmeti olmakla şereflenmiş bulunan biz müminlere ne mutlu! Bu geceyi vesile bilerek, O'na  ümmet olmanın şuuruna erebilmek, Bu gecenin manevî zenginliğinden istifâde etmek için en azından bir Tesbih Namazı kılalım, bir de Hatm-i Enbiyâ yapalım. Unutmayalım… Alemlere rahmet olarak gönderilen muazzez Peygamberimizin, doğumunu anarken, yalnızmevlid okumak, ilâhîler söylemek ve kandil simidi dağıtmak yeterli değildir, sadece bu geceyi yaşamak yeterli değildir. Yüce Allah’ın sevgisine, hoşnutluğuna ve bağışlamasına ermenin yegâne yolu, Peygamberimizin yolundan gitmektir…

“De ki: Allah’ı seviyorsanız bana uyunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günâhlarınızı bağışlasın…” (Âl-i İmrân, 31)